Hikayenin devamı....

Arkadaşlar bu oyunumuzda hikaye yazacağız.Hikayeye başlayacağız sonra istediğimiz yerinde yarım bırakacağız sonraki üyede devam ettirecek sonra oda istediği yerde bırakıp diğer üye devam ettirecek oyun böyle böyle devam edecek.Oyun genelde eylenceli olur ama burada nasıl olacak bilmiyorum deneyelim görelim

başlıyorum....

O gün Yeni bir gündü yeni kurulan forum üyelerimiz ile birlikte aynı eve çıkacaktık işin en güzel yanlarından biri ise evimiz kore-seul da olmasıydı Koreceyi herkez kısa bir vakitte öğrendi..herkez çok heycanlıydı işin en ilginç yanı ise kimse birbirinin yüzünü bilmiyordu.ve tanımaya çalışacaktı herkez o sabah Erkenden kalkıp uçağı ile koreye gidiyordu internet yoluyla herkez anlaşıyor ve belirledikleri saate koredeki evlerinin önünde olacaklardı. Evin anahtarı sitenin adminlerinden biri olan Denizgözlü deydi(zekiye teyzedeydi ) Ve beklenen vakit gelmişti herkez evin önündeydi ''Leyloş-bilginar-Admin....''oraya gittiğimde herkez birbiriyle tanışmıştı ve hepsi bir ağızdan gizem ?? diye bana seslendi..Bende evet ben gizem dedim bende 2 saniye sonra zekiye teyze geldi ve onu tanımak o kadarda zor olmamıştı Herkez heycanla eve girmek üzereydi.zekiye teyze tam kapıyı açıyordu ki kapı kendiliğinden açıldı kapıyı açan iseeee...........................................


Evettt devamı bir diğer üyede bakalım neler çıkacak

Kapıyı açan bizim kurduğumuz formda yer alan gurup üyelerinden young saeng'ten başkası değildi. hepimiz şaşkın bir halde kendimizi tanınmaya çalışıyordık bu arada gözler diğer üyeleri arıyordu. Young seang'ın yüzünde rahatsız olmuş bir tavır vardı ve biz bunun nedenini anlayamıyorduk. Zekiye abla biden kızlar kendinize gelin susun dedi. Türkçe konuşuyorsunuz ve Young Seang türkçe bilmez. Hepimiz deli gibi gülmeye başladık, bu arada Zekiye abla Young seang'a kim olduğumuzu ve neden korede olduğumuzu anlatıyordu. Young seang bizi o apartmanın içten ikiye bölük olduğunu ve bizim dairemizin tam onların yan tarafında olduğunu anlattı. Tam o sırada içeriden bir kafa uzandı ve bizi selamladı........

bizi selamlayan üye kyu idi.Bilginar kyu yu görünce aniden şoka girdi tabi herkezin şaşkınlığı üzerinde kolay bir şey değil en sevdiğin grubun yan evinde oturacak olmak Admin Bilginara ''Bilginar iyimisin '' diye seslendi fakat bilginar a baktığımızda bilginar durduğu yerde değildi ve kyu ya baktığımızda oda aynı yerde değildi meğersem Bilginar kyunun üstüne atlamış ikiside birden yere düşmüşlerdi bilginar durmadan kyu ya sarılıyor sanki hiç doymuyordu zorlada olsa bilginarı kaldırmıştık ve eve yerleşmeye başladık..ev çok güzel ve konforluydu herkez kendine göre bir oda bulmuş ve rahattı tam o sıra young saeng gelmiş bizi onlara yemeğe davet etti tabi teklifi kabul ettik ss501 in evine girdiğimizde herkez şok içindeydi ev o kadar büyüleyiciydi ki tabiki içindekiler dahada bi büyüleyici hepsi çok sıcak kanlı lardı Tam yemek masasına otururkenn........

Tam yemek masasına otururken merdivenlerden ayak sesleri gelmeye başladı.Herkes kafasını birden merdivenlere çevirdi.Merdivenlerden inen Hyun Joong'du.Hyun Joong'u gören leyloş olduğu yerde ağzı açık kalakaldı.Hyun joong bizi görünce biraz şaşırmıştı.Young-saeng'i yanına çekerek konuşmaya başladılar:
Hyun J:Kim bunlar ?
Young S:Bizim dairemizin yan tarafında oturuyorlar.Daha yeni taşınmışlar.
Hyun Joong aksi bir tavırla:Peki neden burdalar?
Tam o sırada leyloş konuşmalarını bölerek araya girdi ve önce Hyun joong'un gözlerinin içine uzun uzun baktı ve sonra durumu izah etmeye çalıştı.
Hyun joong da tam o sırada leyloşun bakışlarından etkilenmiş olmalı ki..... tam o sırada gi$$em araya girdi.Aslında gi$$em araya değil resmen young-saeng'in koluna girmişti.Young-saeng ise ne olduğundan habersiz oratlığa göz gezdiriyordu.Tam herkes kafasına göre takılıyordu ki bilginar araya girip:
-Biz de sizi yemeğe bekleriz,dedi.Birden herkesin gözleri faltaşı gibi açıldı.O sırada da üst kattan bağrışmalar geliyordu kiiiiii aşağıya biri iniyordu ve bu kez aşağıya inen domuzcuk ve kalp desenli pijamasıyla ve kafasında takılı göz bandıyla ortamı neşelendirmişti.Biz gülmemek için kendimizi zor tutarken young saeng ve hyun joong gülme krizine girmişlerdi.Seslerin üzerine sonunda aşağıya hyung jun yani baby de inmişti sonunda.5 yakışıklı da karşımızdaydı ve biz onlara büyülenmş şekilde bakarken onlarda bize şaşkın şaşkın bakıyorlardı.Neyse bunlar olduktan sonra yemeğe oturduk ve yemeğimizi yedik sonra koltuklara geçtik.Koltukları öyle güzel ve rahattı ki herkesin içi geçmişti ve her birinin kokusu koltuklara sinmişti.O kadar güzel kokuyorlardı ki onlara sarılıp bir kere öpmemek elde değildi.
Otururken herkes sırayla kendini tanıttı.Tanıştık,kaynaştık..Sanki SS501 yıllardır bizim tanığımız bir grup birarkadaş çevresi gibi olmuştu bizm için...İlk günümüz o kadar güzel geçmişti ki tarihi bir andı resmen....
Zamn da epey geç olmuştu tam kalkıyoruz dedik....Zil çaldı..Young saeng koşarak gidip baktı.Kapıdaki kişi menajerleriydi.Bizleri görünce önce duraksadı sonra young saeng kısa olayı anlatınca bizmle tanıştı.Biz otururken bunlar aralarında konuşuyorlardı.
Menajer:Hemen bir çevirmene ve sizin günlük işlerinize yardımcı olacak birine ihtiyacımız var.Çalışan önceki arkadaşımız bizimde bilmediğimiz bir nedenle işinden ayrıldı ve başka bir yere taşındı.
Ben de anlamadan kulak misafiri olmuştum söylenenlere biraz daha yanlarına yaklaşarak:
Özür dilerim!Sözylediklerinize kulak misafiri oldum nasıl birini arıyorsunuz belki ben yardım edebilirm dedim birden (nasıl bir cesaret geldiyse artıkk)..
Menajer biraz düşündükten sonra sen bu işleri bilir misin dedi bana.Ben de:
-Ülkemdeyken bir şirkette bu tür bir işte birkaç aylığına çalışmış sayılrım az da olsa tecrübem var sanırım......Menajerle tam anlaştık kii İkinci bir zil daha çaldı.Bu sefer de kapıyı açmaya young saeng gitti.Kapının oradan bir kadın sesi geliyordu.İçeri girdiler bir de ne görelimmm!!
İçeri birden bire HYun joong un eski sevgilisi Hwang Bo girdi.Bİz gözlerimize inanamadıkkk....
O sırada hyun joong oturuyordu birden ayağa kalktı hwang bo nun aynına geldii ve......................................

AAA hawang bo mu gelmişş ayy canımmmm özlemişim diye yanına gitti.Hwang bo yu hyun terkettiği için hwang sevinmişti belki yeniden başlarız diye ama Hyun Yanına gitti ve ona dedi ki hazır gelmişken şu kirli çamaşırlarıda yıkarmısın Bunu duyan herkez (Hwang bo hariç ) Yerlere yatıyordu gülmekten bu arada gizem gülme krizi ayağına young saeng in üstüne çıkacaktı neredeyse Hwang bo sinirle hyun a ''beni bu kadar mı özledin '' Dedi fakat hyun un cevabı ise ''Özlemez olurmuyum , kirli çamaşırlarmı senden daha güzel kimse yıkayamıyor Bu yönünü çok özledim ''olmuştu herkez yerlere vurarak gülüyordu. Hwang bo ise birdaha o eve gelmemek üzere gitmişti.O akşam herkez yemekte kaynaşmıştı çok iyi komşu olmuşlardı.Ertesi gün ss501 in konseri vardı ve tabiki bizim forum üyeleri de gitmesse olmazdı tam bir fun-club olarak oraya gimiştik özel ss501 tişörtlerimiz,yem yeşil bilekliklerimiz ellerimizde kocaman ışıklı ss501 yazıları..Herkez Heycanla konserin başlamasını bekliyordı o gün şanslıydık ki en önden yer bulabilmiştik.ve nihayet konser başlıyordu..herkez heycan içinde beklerken bir ses geldi....

..Birden sahneye şu nefret ettiğim geçn gün eve de gelen,sahneye hwang bo çıktı.abuk subuk konuşmaya başladı yok neymiş efendim...:
-Hyun joong onunmuşmuş da kimse onu elinden alamazmış da abuk subuk şeyler işte.. Son olarak ise HYUN JOONG'UN KİRLİ DONLARINI SADECE BEN YIKARIM KİM SE DOKUNAMAZ KİM SE ELİNİ SÜREMEZ DEDİ.
Böyle bir rezillik yoktur ki bütün kore tarafından telvizyonlarda olsun canlı olsun izlenen bu konser de bizim biricik liderimiz eski bi sevgilisi yüüznden küçük durma düş tü artık televizyondan izleyenleri düşünemiyorum ama burdakiler baya bi koptular zaten o belli artık her yerde bu haber çıkıcaktı.Biz zaten kirli do dediği anda yerlere yattık gülmekten..o sırada birden yuhalam başladı hwang bo ne hissediyodu bilmiyorum ama ben kesinliklene hissettiğimi biliyordum:
SANKİ FENERBAHÇE-GALATASARAY MAÇINDA GİBİYDİM.Orda hyun joong u teselli mi etsem yoksa gülmeye devammı etsem bilmiyordum.Ama tek hatırladığım hwang bonun korumalar tarafından çıkarılırken hyun joong a YA BENİMSİN YHA KARA TOPRAĞIN dediğini hatırlıyorum.
O gece konserden sonra SS501 le beraber kafa dağımak için içmeye gitmiştik dee...

Sabah uyandığım da sadece kendi evimde değildim sağıma bakıyorum hyun joong sızmış soluma bakıyorum kyu jong sarhoş ve horluyor.tam önümdeki koltukta bizmkiler sızmış .Son anda farketmiştim sadece SS501 in evinde olduğumuzu...
kalktığımda kendimmi bir garip hissediyorum(iki melğin arasında uyuyun biri nasıl grp hissetmez kii)
Neyse hiçbişey olmaış gibi kalktım.(evin hanımıyım sanki de)gittim kahvaltı hazırladım..O sırada kafama birşey dank etti.
DÜN GECE Gİ$$EM LE YOUNG SAENG ÖPÜŞMÜŞLERDİ..OFFF YHA VE Gİ$$EMİN ATTIĞI TOKAT HALA YOUNG SAENG İN YANĞINDA BELLİYDİ....çünkü bu i$$emin ilk öpücüğüydü.
Neyse bi zamn sonra gizem le young saeng uyandı ama böyle hiç yüzleri mutlu gözükmüodu hele gi$$em in of offffffff sormayınn!!..
herkes uyandı bi ara kahvaltımızı etik biras onların evinde tv izledik sonra gidicektik ama aklıma young saeng ile gi$$em ibarıştırmak geldi ve bunda bana yardı metse etse biricik liderim ederdi.gittim sordum ve kabul etti sıra geldi barıştırmaya allem ettiler kullem ettiler sonunda barıştılar....
PEKİ YHA ŞİMDİ NOLCAKTI GİZEM YOUNG SAENGİ DEİLİLER GİBİ SEVİORDU.YOUNG SAENG DE HERALDE ONU SEVİYORDU GÖZLER YALAN SÖYLEMZ ASLINDA AMA ŞİMDİ NOLUCAK GİZEMLE YOUNG SAENG SEVGİLİ OLUCAKLARMIYDI YOKSA ARKADAŞLIKLARINA DEVAMMI EDECEKLER??????

Bu belirsizlik sürerken herşeyi zamana bırakma kararı aldık ve kendi dairemize geçtik bu arada zekiye teyze durumdan çok şikayetçiydi. bizi oturma odasında toplayarak konuşmak istediğini söyledi.
Zekiye teyze: Evet kızlar sakın bana kızmayın ben sizin büyüğünüz olarak sizin için konuşucam,biraz hızlı gelişmiyor mu herşey. tamam biz onları çok seviyoruz ama daha 2 gün oldu koreye geleli ve onlarda uyuya kaldınız (Zekiye abla biraz erken ayrıldı eylenceden ). Çıldırmak üzereyim neler oluyor size.biz bayan olarak kendimizi ağırdan almalıyız lütfen biraz dikkatli olun dedi.
bu arada gizem ve leyloş birbirine bakıyordu. ben olanları anlamaya çalışıyordum zekiye abla ne söylerse söylesin tek düşündüğüm sey KYU JONG un yanından kalkan esra oldu. çok sinirliydim. konuşma bitince gizem esma ve leyla bendeki durgunluğu far etmiş olacaklarki yanıma geldiler ve ne olduğunu sordular
Leyla: kız ne oldu neden yüzün asık
Gizem: biz seni hiç böyle görmedik neyin var.
Esma: Sen KYU JONG'un yakınındasın uyan deli kız
ben ne diyeceğimi nasıl açıklayacağımı bilmiyordum çünkü o sahneyi gördüğümde onlar uyuyordu. tün hayallerim yıkılmıştı. tek istediğim Kyu Jong'un kokusunu duyup onun gözlerine dokunabilmekti kendi gözlerimle :( birden ğlamaya başladım ve yüksek bir ses tonu ile BİR TANESİ YETMİYORMU? NEDEN İKİSİ BİRDEN OLMAK ZORUNDA NEDEN İKİSİDE ONUN OLSUN Kİ ben sadece onu izlemek korumak yardımcı ve destek olmak istemiştim :( :( neden ben değil de o :( ve gözyaları. kızlar birbirlerine bakmaya başladılar ve beni teselli etmek için birşeyler düşünüyorlardı bu arada sesleri duyan zekiye abla balkon kapısında bizi dinliyor korkulu gözlerle ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Benim yanıma yaklaşarak bir açıklama istiyorum hemen şimdi dedi. Ben koşar adım Esranın odasına çıktım tabi herkez arkamda bana bakıyordu. kapıyı çalmadan direk neredeyse kapı ile birlikte odaya girdim.Esra PC başında günlüğünü yazıyor ve gülüyordu. beni görünce birden yerinden fırladı.
Esra: ne oldu sana neyin var, neden böyle ağlıyorsun, sinirlisin
-her şeyi gördüm farkındayım beni kandıramazsın.
Esra- ne oldu canım anlamıyorum,
-seni gördüm diyorum KYU JONG VE HYUN JOONG'UN tam ortasından kalktın. neden kyu ne yaptım ben sana, bir tanesi ile yetinemezmisin ne istedin beni bu durumda görmek mi?
Esra- gerçekten yaaanlış anlamışsın beni. ben kendimde değildim orada uyuyakalmışım biliyorsun seni ne kadar severim. ben onun sözlerini beynimde çınlama olarak duyuyordum. zekiye abla ve diğerleri bana bakıyordu delirmiş olmalıydım. bir an kendime geldim ve çok utandım. Esraya arkamı döndüm özürdilerim dedim ve hiçbirşey olmamış gibi odadan çıktım.kendi benliğimi dinlemem ve dinlenmem gerekiyordu. bu arada yanıma gelen arkadaşlarım bana büyük ölçüde destek oldu ve leyloşumun o espirileri , gizemin young seang ı anlatışı gecenin raporu yaşadıklarımız gülmemizi ve yeniden bir aile olmamızı sağladı. Ben bağdaş yapmış otururken birden zekiye abla: hadi kızlar mutfağa dedi. akşama konuğumuz var en güzel türk yemeklerini en hafif türk tatlılarını yapıp kocaman gösterişli bir sofra hazırlayın.

Zekiye abla akşam konuğumuz var derken ne demek istemişti hiçbirimiz anlayamamıştık.
Akşam olduğunda bu konuğun daha doğrusu konukların bizim yan komşular oldunu anladık.Nedense birden bi karışıklık oldu evde herkes saçını başını düzeltio kıyafetine çeki düzen veriyordu.ben ortada dımdızlak gibi kalmıştım.Bizm kiler odalarında innerken bir de ne göreyim en şatafatlı kıyafetlerini gitmişler..Bense altımda pazardan alma çakma adidas bi eşofman üstümde de evde gündelik giydiğim bir kolsuz atlet tarzı bişi vardı.Bİr bizmkilerin kıyafetlerine bakıyordum birde kendi kıyafetime......
Bu arada bütün akşam boyunca Young saeng decvamlı oalrak gi$$em e baqtı ama gizem se devamlı olarak gözlerini kaçırdı.Kyu ile bilginar da aradan birbirlerini kesiyorlardı ben onları gördükçe mutlu oluyordum.ama son anda hyun joong un garip bakışları arasında kaldım.ben ise hep hyun dan gözlerimi kaçırıyordum..içimden de lütfen böyle birşey olmasın lütfen leyloş la da aramı bozmak istemiyorum die dua ediyordum.
Biz öyle süregelirken hyung joon ve jung min dikkatimi çekti ikisinin hiçbişi tınında değildi sadece yemklerini yemekle meşguldüler.Yemeklerimiz yendi.Şimdi sıra tatlılardaydı.Bizm kız lar en hafif türk tatlısı yapmayı bırak hepsinin den üşenmemiş yapmışlar.bizm yan komşular durur mu yumulun bakalımmm....
Neyse tatlılarımızı da yedik bizm kızlar çay hazırlıolardı(hepsi birdien....:S)bense SS501 in arasında kalmış kukumal kuşu gibi oturuodum.Bİrşey de söyleyemiyordum hani çok utanıyordum.Tam o sırada bizm kilerin(SS501 in)evinin önünde kadın sesi duyulmaya başladı hepimiz bi soluk kapının önüne çıktık bir de baqtık ki Hwang bo İŞBAŞINDA .....
meğer eve gizlice girip Hyun un kirli çamaşılarını yıkamaya gelmiş tipide öyle bir komik ki aanlatılacak gibi değil.......
Bir de leğende yıkıyo ayaklarıyla ezio o zman o bağrışmaların nerden geldiğini anladık mğersem HWAng BO HYun için ŞARkı yazmış onu söylüomuşş(şarkı da işiye benzese balii)..Hyun joongöfkeli bir şekilde birden onun yanında aldığı soluğu veee................................................

(Kuzen saol yaa neler yazmışın,Hain evlat )

Sen nasıl bir insansın diye kükredi adeta Sinirle kulağına şu kelimleri fısıldadı ''Anlamakta zorlukmu çekiyorsun bilmiyorum ama burdan hemen git.Artık herşey bitti.Bunu anlayamıyormusun Zekan sadece yüzünemi çalışıyor '' dedi.O anda sanki hwang bo krize girmişti .Ve hyun joong leyloş a öyle bir bakmıştı ki Herkezin gözü onların üzerindeydi.tam o sırada hwang bo orayı terk etti.o gün bizim yeşil bezelyelerin ve bizim forumun canı çok sıkılıyordu tam o sırada leyloş markette çıkmıştı kadermidir bilinmez ama tam o sırada hyun joong da bize uğramıştı bize leyloştan hoşlandığını anlatmaya başlayınca herkezin ağzı açık kaldı.ve ona bi süpriz yapmak istediğini söyledi Nasıl bir süprizdi bu acaba ? bize O gün deniz kenarına gitmek istediğini söyledi.Çünkü Amacı Deniz kenarına kolunda bir kızla girip leyloşun sinirlenmesini sağlayacaktı.onlar kavga etmeye başlayacaklardı.tabi leyloşun sinirlenecekti.kavga ederken hyun un bir sözü leyloşu çok sinirlendirip ordan gitmesini sağlayacaktı. tam gitmek için arkasını döndüğünde havai fişekler patlayıp güller havaya atılacaktı o anda havai fişeklerle türkçe ''seni seviyorum ,benimle çıkarmısın'' Yazısı olacaktı.Hyun bunu bize anlattığında hepimiz çok heycanlanmış ve sevinmiştik.ve herkezin aklına bu düşünce yatmıştı hazırlıklara başladık ve Leyloşu çağırma görevi bana düştü Ve o an geldi. Leyloşu arıyorduk.Leyloş telefonunu açtığında nasıl bir durumda olduğunu pekte tahmin dışı değildi sanki sesi öyle tembel geliyordu ki Üstünde gecelikler saçı dağınık ve elinde cips olduğunu anlamamak içten değildi hemen hazırlanıp sahile gelmesini söyledik başta dirensede kabul etti. Sahile geldi ve konuşmaya başladık.Tam o sıra hyun kolnda bi kızla gayet samimi bir şekilde içeri girdi leyloşa bakıyordu bizde aramız da kıkır kıkır gülüyorduk Canım leyloşum kim bilir ne kadar üzülmüştür o an :lol: sonra planladığımız şeyler olmaya başladı hyun ile leyla bir baktık ki kavgaya tutuşmuşlar.hyun un söylediği söz leylayı çileden çıkartmış olmalı ki Tam gitmek için arkasını döndüğünde Birden bire havai fişekler patlayınca hemen hyuna sarıldı bu planlarımız arasında yoktu ama sanırım güzel bir şeydi Leyla Yazıyı görünce hemen hyun un kucağına atladı birbirlerine sarıldılar tam o sırada................

Hwang bo sahil kenarında oturmuş olayları izliyordu. kalktı ve ayaklarını yere sert vura vura leylanın konuna yapıştı.hyun joong tam arada kalmıştı ve siniri gözlerinden okunuyordu.birden bire bağırarak :
-Sen leftan anlamazmısın ben seni istemiyorum dedim, niçin hala buradasın.
-ama ben senden hoşlanıyorum, vazgeçemem senden oppaaa
-ben seni istemiyorum dedim anla artık(kolundan tutarken) leyladan uzaklaştırdı.
-Hwang BO kızarmış ve ağlayarak sen sen neden böylesin :( :(
bu arada biz hepimiz sahilde açık ağız ile olayı anlamaya çalışıyorduk. ve hepimizin keyfi kaçmıştı. hyun joong leyloşa sarılıp
-ben artık bu kızla birlikteyim dedi.Yeter artık bana bulaşma ,bırak peşimi. hepimizin düşündüğü bu kadını bir daha görmeyeceğimiz ve böyle bir tatsızlığın birdaha yaşanmayacağı idi.
Hwang BO bizim yanımızdan kaçarcasına geçerek sahil kenarında park ettiği arabasına bindi. o koşarken Ardından duyulan sadece hıçkırıklarının sesi idi. eve gidip bu olayı kutlamaya karar verdik. leyloşun sadece kanatları eksikti uçacaktı sevinçten . hepimiz o kadar çok mutluyduk ki; eve gittiğimizde herkezde kocaman bir gülümseme bir köşede oturuyordu. birden bire zilimizin çalması ile hepimiz birbirimize baktık. kapıyı koşa koşa açanda leyloş olmuştu karşısında hayatının aşkı ona bakıyordu (ahhhhhh çok ronamtik). bizde koşar adım ne oluyor belki bizimkileri görürüz diye kapıya çıktık. gördüğümüz manzara hyun joong ve leylanın birbirine sarılmış bir şekilde fısıldayarak konuşmaları idi.tam o sırada merdivenlerden duyduğumuz ve gitgide yaklaşan hafif bir topuk sesi ile hepimiz birden zıpladık. Ayakkabı sesinin bir bayana ait olduğu belli yavaş ve tıkırtılı bir şekilde yaklaşıyordu. Gizem birden merdiven boşluğuna bakmak için koşar adım koridorun öbür ucuna koştu. yüzünü göremiyordum ama gülmeye başladığını duyuyordum. türkçe konuşmaya başladığını duyunca merakım iki katına çıktı bende koşarak gizemin yanında aldım soluğu. Gördüğüm yüz beni çok mutlu etmişti. Sonunda hacer geliyordu. Hacerin türkiyede yapması gereken bazı işleri olduğu için bizden sonra yola çıkmıştı. Hanım hanımcık beyaz ve açık sarı renklerde bir elbise ,altına ince topuk ayakkabı ve saçlarını yarım bağlamış birde sarı bir kurdale ile tamamlamıştı. kulağında kulaklıklar müzük dinliyor ve söylüyordu.bizi farketmemişti bile her zamanki gibi Park Jung Min- Sometime dinliyordu. kafamı leyloşa bakmak için çevirdiğimde SS501 gurubunun tüm üyelerinin koridorda olduğunu duydum ve Park Jung Min şarkıyı duymuş olacak ki merak içinde etrafı seyretmeye başlamıştı.O sırada hacer bizi fark etti ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile koşar adım merdivenlere tırmanmaya başladı. hepimizin sevinci ikiye katlanmış ve hacere odaklanmıştık. leyloş hariç Hacer merdivenleri çıktı ve bize doğru döndü tam o sırada Park Jung Min ile göz göze geldi. hepimiz ne yapacak diye merak ediyorduk bu ona kocaman bir süpriz olmuştu. gözlerinin sulandığını ve ovuşturduğunu fark ettim ve tam o sırada Park Jung Min in ona doğru yürüdüğünü gördüm. Bu olanlar haceri Park Jung Min'e yaklaştırmıştı. hemen küçük bir pilan düşünmeye başladım. çifte kutlama evet bu çok iyi bir fırsat Gizemin kulağına eğilerek çifte kutlama dedim ve birde göz kırptım Leyloşa rica ettim benimle bakkala kadar gel diye ama o Kyu Jong a bakarak ikiniz gidin dedi.
-Biz buraya daha yeni geldik ve bakkal biliyorum nede ne almam gerektiğini bilen biri ile git. leyla hemen kyu jong'un yanına giderek ona birşeyler fısıldadı.(Eh o artık gurubun yengesiydi ) ben kızarmış bir yüz ile ne konuşuyorlar diye düşünüyordum.birden Kyu sinirli bir tavırla yanıma geldi ve olumdan tutarak beni kapıdan çıkarttı. ellerim titriyordu(yazarken bile titriyor) hiç bir açıklama yapmadan bakkala gittik yüzünde kocaman bir gülümseme ile benim kırmızı ve kocaman yanaklarıma bakıyordu. gözleri küçücük kalmıştı. Ben o fark etmeden gözlerimle benlerini inceliyor onun her noktasını, detayını inceliyordum. bakkaldan birkaç şise su aldık. birkaç tanede kola eve geldiğimizde herkez oturmuş bizi bekliyordu kurutulmuş et ,birçok küçücük kaselerde cips vardı. birlikte içmeye başladık. o gece hepimiz çok mutluyduk. Hacer ve Park Jung Min arasındaki yakınlık gözümden kaçmamıştı. leyloş ise hala rüyada olduğunu sanıyordu. hepimiz çok ama çok mutluyduk. kareoke yapmaya karar verdik. herkez istediği partneri ile şarkı söylüyordu.En romantik an ise Gizem ve Young Seang arasında gerçekleşti. Making A Lover şarkısını söylerken birbirinin elini tutmaları ve şarkının sonunda sarılmaları tam anlamı ile bizi başka bir dünyaya götürdü. olaylar bu şekilde ilerlerken Zekiye abla herşeyi anlamıştı, ama kocaman bir gülümseme ile gizeme göz kırptığını gördüm herkez mutluydu. gelişen olaylar bizi bir belirsizliğe sürüklüyordu. bu çocukları hepimiz çok seviyorduk ve tek korkumuz rüyadan uyanmaktı. Sabaha seul'ü bize gezdirme sözü verdiler ve odalarına döndüler. biz hemen sabah olsun diye uyumaya karar verdik ve odalarımıza çekildik. çok heyecanlı bir kelebek sanki karnımın içinde uçuyor vicudumu titretiyordu. tek düşündüğüm Kyu Jong' tu. ve merakım leyloş ne demişti acaba .
sabah kalktığımda evde bir koşuşturma başlamıştı ki ev savaş alanı gibiydi herkez en güzel kıyafetlerini arıyor ve makyaj yapmaya oje sürmeye çalışıyordu.

(ben geç kaldım galiba gizem offffff neyse devamını yazarız:D) leyloş forma girdiğinde çılgına dönecek

Ö.d değil canm güzel devam ettirmişsn Bencede delircek okuyunca xD
ya bilginar bide bişi sorcam yaa ordaki gamze gizem mi olcak yoksa gamzemi bak valla çok kıskandım ona gre bana hemen açıklama yapın

Ve sonunda giyinip hazırlanmıştık.Artık gitmeye hazırdık....

Artık gitmeye hazırdık....Biz kapıdan çıktığımızda SS501 en şık kıyafetlerini giymiş saçlarını özene bözene yapmış bir şekilde bizi kapının önünde bekliyorlardı.Onlara büyülenmiş bir şekilde bakıyorduk.Hyun joong ve young saengin ellerinde birer demet çiçek vardı.Hyun joong çiçeği leyloş a -young saeng ise gi$$eme verdi.İkiside okadar mutluydular ki gözlerinin içi gülüyordu...
Hep beraber toplandık.Gittik ama gezmeden önce oturup yemek yiyecektik.Yemek yiyeceğimiz restoranta gittiğimizde hepimizin gözleri büyüklendii....O kadar şaşırmıştık ki.......!!!!

restorant öyle şık bir yerdi ki herkez Gözlerini açmış bakıyordu..ss501 üyelerinin ise yüzünde küçük bir gülücük ile bize bakıyorlardı..o akşam çok eylenceli geçti.yemekler,içkiler,eylence hepsinden o kadar çok yaşadık ki bi ara etrafıma baktığımda kyu yu göremedim.yanımda bilginar oturuyordu ki yanıma baktığımda o da yoktu..benden sonra çoğu kişi onların olmadığını fark etmişti.Birden baktığmızda bilginarla kyu el ele içeri girdi herkez neye uğradığını şaşırmıştı..leyloş la ben hemen yanımıza aldık bilginarı hyunla young saeng de hemen kyu yu yanlarına aldı.ben hemen bilginarı dürtüklüyordum...Hemen neler olduğunu anlayosun diye falan aynı şeyleride kyu ya yapıyorlardı..Bilginar bize kyuunun ona mesaj attığını kapının önünde onunla konuşma başlayınca biraz kavga ettiklerini sonra kyunun aniden ona hoşlandığını söylemesi ona şok etkisi yaratmış sonrasında kyunun ona sarılması İçeri girdiklerinde artık grup sanki sevgileler grubu gibi oldu Tam o anda .......................

Tam o anda Park jung min de hacerden etkilenmiş olacak ki o da hacere onu sevdiğini söyledi.Biz yine ağzımız beş karış açık bakıyorduk kiiii.....

Esma çesur bir tavırla ayağa kalktı ve avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı biz esmaya ne olduğunu anlamamıştık ama sonra olanlar şaşkınlığımızı iki kat daha arttırdı.Kim Hyung Joon koşar adım esmanın yanına geldi ve hayır yapma dedi. Esma ise bağırmasını göz yaşları ile devam ettiriyordu. Hıçkırıları ve yüzünden akan sıyah gözyaşları hepimizi üzmüştü.Hyung Joon cebinden kenarında KHJ işlemeli bir mendil çıkarttı. Esmanın yanına yaklaşarak mendili ile yanaklarını, yüzünü, göz altlarını silmeye başladı.Bu arada bize arkası dönüktü. konuşuyordu.
Hyung Joon-Yeter sana bu kadar zor geliyorsa söyleyelim.
Esma- bende sevdiğim insan nayımdayken ona dokunmak,koklamak ve gözlerinin içinde kaybolmak istiyorum. Neden ben olmak zorundayım. Neden ben fedakarlık yapacağım.
Sonra kısa bir sessizlik yaşandı.herkez merak içinde ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kyu kulağıma yaklaştı. onun sıcak nefesi kulağımı gıdıklıyordu. Şu an hiçbirşeye konsante olamam diye düşündüm ama birden bire Kyu'nun sözleri bana bir çığlık attırdı. herkez bize bakıyordu şimdide, ister istemez kızarmıştım. Kyu hala kulağıma eğilmiş duruyorken ben kendimi çok garip hissettim.
Hyung Joon- Tamam arkadaşlar hepinizden özür diliyoruz. Bir açıklama yapmamız lazım artık.
Esma kızarmış bir halde Hyung Joon'un arkadan bir eli ile sırtına sarılmış diğer elini koluna dolamıştı. yüzünü göremiyordum ama gülmek istiyordum. Aklımdan geçen tek şey seni uyanık seni, hepimizi kandırdın sözleriydi yüzümdede kocaman bir gülücük.
Hyung Joon-Siz buraya gelmeden önce ben internet aracılığı ile Esmayı zaten tanıyordum dedi. herkez bir ağızdan bağırışıyordu özellikle bizim kızlar,erkeklerse sadece bizimkileri susturmaya çalışıyordu.
Esma- ama hepinizi ayrı ayrı anlattım ben, hatta bu kiranın yerini bize ayarlayan Hyung Joon'dur. O olmasaydı ne yapardım ben
zekiye abla birden ne ne sen ne diyorsun kızım. neden sakladın benden,kardeşlerinden ne olduda sakladın
Tam o sırada Hyung Joon konuşmasına devam etmek için -dinlermisiniz beni dedi. ilk kez onu sinirli görmüştük. sessizlik sorası konuşmaya başlayan Hyung Joon- Arkadaşlar özür dilerim bu olanlar benim yüzümden bu hale geldi. Gurup arkadaşlarım ve menejerim bana ikili ilişkilerde pek inanmaz ve güvenmez. benim kocaman bir cocuk olduğumu söylerler. İnternette esma ile ilk konuştuğumda benim kim olduğumu bilmiyordu.Zaten korecesi çok iyi olmadığı için konuşamadık. benim sadece bir koreli olduğumu biliyordu ve yardım istedi konuşmak için, dil öğrenmek için. Ben sonrasında kendimi tanıttığımda zaten onun çabasından ve doğal hallerinden etkilenmiştim. Benim için en zor olan aylardır konuştuğu SS501 ile ilgili sorular yağmuruna tuttuğu insanın aslında onun beyendiği insan olduğunu ona kanıtlamak oldu. esmadan bana bir msn adresi açmasını ve şifresini sadeceonun bilmesini istedim. itiraz etmeden kabul etti. Karşılıklı ilk konuşmamız kamera aracılığı ile gerçekleşti.Zaten ondan etkilenmiştim birde şirinmi şirin yüzü gözlerimde belirince aşık olduğumu anladım ama bunu kime söylesem inanmadı.Buraya geleceğinizi Esma bana söyleyince bende Kyu ile konuştum ve bana yardım etmesini söyledim. dairede oturanları daha iyi bir kiraya taşınmaları konusunda ikna ettik.en şirin hallerimizi kullanarak ve dairedeki eşyaları yeniledek.Esma hepinizi o kadar çok anlatmıştıkı zaten nelerden hoşlandığınızı hangi renkleri sevdiğinizi biliyordum. Buraya ayak uydurmanız kolay olsun diye ve sonra kiralık ilanı verdim sedece esmaya yazmam yeterli oldu sizden başka kimseye evin verilmeyeceği zaten konuşulmuştu sizide tanımam zor olmadı isimleinizi biliyordum. Buraya geldiğinizde Esma ve ben ilk kez dışarda buluştuk ve konuştuk size bunu daha sonra anlatacaktık. biz herşeyden emin olduktan sonra. Ama banada esmayada o kadar zor geliyordu ki, bu hale geldi ve içimizdekiler daha fazla gizli kalamadı. yaşananlar için özür dilerim ama ben gerçekten esmadan hoşlanıyorum beni anlamanızı beklemiyorum ama lütfen insaflı davranın.
sözleri bittiğinde sadece sessizlik vardı. bee ve leyla yan yana duruyorduk gözlerimiz birleşti ve ben fısıltı ile hadi yapalım dedim.
Esmanın yanına koştık ve ikimizde sarıldık,teşekkür ettik,arada bir de sinirli sinirli bakıyorduk. sonra kolkola girip dönmeye başladık ne zaman ne oldu anlamadan gözlerimi bir açtım benim kolumda Kyu Jong, leyloşumun kolunda Hyun joong ve esmanın kolunda Hyung Joon. ben etrafa şaşkın şaşkın bakınırken o bizim utangaç dediğimiz young saeng gizemin kolundan tuttu ve onlarda dönmeye başladı. Zekiye abla bize çok sinirli bakıyordu. bakışları.....

adeta bir kaplanınkiler gibiydi O Akşam o kadar inanılmazdı ki..Düşünsenize 5 kişi 5 kişiyle çıkıyor ve bu 5 erkek olan grup SS501 insan düşünürken bile inanamıyor Herkez o kadar mutluydu ki insan mutluluktan delirebilirdi.bu öyle bir duyguydu ki o an çok mutluyduk insan bunu anlatamaz.bu duygu ne kadar anlatılmaz olsada anlatmaya çalışırsak bu öyle bir his ti ki. istediğinde o kadar kolay acı çektiriyor ki bu acının karşılığını hiç bir şey hiç kimse alamıyor Sanki biri kalbini zorla yırtarmışçasına hatta daha fazla acı çekiyor.ve bu anlattığım şeyler çektiğin acının biraz bile karşılığı olmuyor.İstediği zamanda öyle bir mutlu ediyor ki kalbin sanki patlayacak gibi hızlı atıyor. bacakların titriyor hiç bir şey hissedemiyorsun.öyle mutlu sun ki o anda aklında tek bi kişi tek bir şey oluyor.ve sanki onun sana tek bir bakışıyla bulutların üstüne çıkacakmışsın gibi oluyor.hissetiğimiz şeyleri anlatmaya dünyanın hiç bir dilinde yeticek kelime yok.Ama her yerde söylenişi farklı olsada Bunun her dilde her kalpte tek bir anlamı var ki oda AŞK...
onun tek bir kelimesi bile o kadar değerli ki...Anlattığım şeyler hissetiğim şeylerin karşılığı değil ama buna benzer şeyler. O anda Benim young saenge, Leylanın Hyun a , bilginarın Kyu ya ,Esmanın hyung herkez hoşlandığı kişinin kollarındayken o kadar mutluydu ki...Sanki o an dondurulsun ve sonsuza kadar öyle kalmak istiyorduk..Tabi Zekiye teyzede bize kızgın bir şekilde bakıyordu ........

Eve döndüğümüzde hepimiz odalarımıza dağılıyorduk ki zekiye abla birden kızlar konuşmamız lazım dedi. korktuğumuz başımıza gelmişti. kızacaktı çok kızacaktı daha 1 hafta olmuştu ama hepimiz bulutların üzerinde uçuyorduk ve onun tek korkusu çok yüksekten yere çakılmamızdı.
zekiye abla konuşmaya başladı hepimiz ayakta bekliyorduk kendimizi savunmak için hiç bir şey aklımıza gelmiyordu çünkü o haklıydı.
Kızlar lütfen yanlış anlamayım siz henüz hayatınızın en güzel günlerini yaşıyorsunuz fakat ben korkuyorum. size güveniyorum hepinizi tanıyorum artık biz bir aileyiz unutmayın sadece dikkatli olun ve herşeye hazırlıklı olun. onlar şarkıcılar starlar biliyorsunuz. Ünlü olan biri ile hiç samimi oldunuz mu daha önce : tabiki hayır o zaman lütfen bana kızmayın ama bu çıkışın ya inişi olursa ve çıktığınız gibi hızlı olursa ne yapacaksınız. kendinize saygı duyun, küçük görmeyin yada ezdirmeyin, kişiliğinizden hiç bir zaman ödün vermeyin bir kere bile kişiliğinizden vazgeçseniz gerisi gelir. bunlar benim ablanızın annenizin yada teyzenizin sözleri dostunuz olarak görürseniz daha çok mutlu olurum ama sizi sevdiğimi biliyorsunuz üzülmenizi istemem. bu kısa ve gerçekten içime işleyen konuşmanın son sözüydü. hepimizi tek tek kucakladı ve öptü. En dokunaklı olanı ise esmaya sarılışıydı. Tam olarak ne söylediğini duyamadım ama sen ne zaman bu kadar büyüdün dediğini hissettim sanki duydum, benim odamda esma ve ben kalıyorduk aslında hepimiz ayrı ayrı kalıcaktık ama yatak odası muhabbetti gibisi yok diye herkez bir akşam başka bir odaya konuk oluyordu. Esma sevinçten ağlıyordu, eh birazda bizi kandırmasının vermiş olduğu utanma duygusu ile konuşmuyordu. ben onu sakinleştirmek için kocaman tavşanlı terliklerim ve pati izleri ile donatılmış açık yeşil üzerine sarı başkılı pijamam ile şebeklik yapıyordum aslında bende endişeliydim daha şimdiden Kyu Jong benden birşeyleri saklamıştı. benim en katı kuralımı bozmuştu evet ona tapıyordum ama zekiye ablanın sözleri kulağımda çınlıyordu sakın karakterinden, kişiliğinden taviz verme!!!! ne yapmam gerektiğini bilmiyordum bu konuyu biraz askıya alıp yeniden düşünecektim. yarının bize ne getireceği belli değildi sonuçta. sabah kalktığımıza hepimiz koşmaya karar verdik kız kıza spor birşeyler giyen alt katta salonda bekliyordu. saçlarımızı kuyruk yapmış yada örmuştük ve makyaj yapmamıştık sadece kafa dağıtmak ve düşünmek için koşacaktık kız kıza. kapıdan çıktık ve aslında hiç yabancı gelmeyen fakat orada olmasına şaşırdığımız bir yüz ile koridorda karşılaştık bu...

Bu yüz ordaki herkeze çok tanıdık gelmesede Bana öylesine tanıdık geliyordu ki bu yüzü tanımamak elde değildi bu yüz esranın Yani kuzenimin hoşlandığı kişiye ait di ''CHOİ JOONG HON ''.Ordaki hiçkimse bu yüzü tanımıyordu ben gözlerimi açmış şaşkınlık içinde ona bakıyordum tabi diğer üyeler bu yüzü tanımadığı için normal biriymiş gibi bakıyordu Bilginar ordan ben sanki bu yüzü bir yerden tanıyorum yaa dedi ben hemen çıklık atıım Esssssssrrrrrrrrrraaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa diye hemen eve daldım benim çığlığımı duyan choi biraz korkmuştu.çığlığım taa yan komşuya kadar gitti e haliyle ss501 üyeleri de hemen dışarı çıktı ss501 üyeleri choi yi görünce hepsi çok sevindi ve hepsi sırayla sarılıp öptü Ben esra o sırada mutfakta Pasta yapıyordu Ben esraya Choo...iiii.choo... diye sayıklıyordum öyle heycanlıydım ki hiç bir şey ağzımdan dökülmedi esranın kolundan tutup koşa koşa koridora çıkarttım öyle bir çıkmışımki koridora kendime hakim olamadım ve young seang in üstüne düşmüşüm :lol: esra choi yi görünce elindeki bardağı yere düşürdü..ben gülüyordum ve esraya bakıyordum Esra Ch.. dedi yazık ki kız choi diyemeden kucağımdaydı Esrayı Ayıltmaya çalışıyorduk ki birden choi esrayı kucağına alıp eve getirdi benim ağazım açık kalmıştı Leyla Gizem ağızını kapat diyince farkına varmıştım..Choiyle sırayla herkez tanıştı Vee........

Ve bir anda kız kıza yapacağımız koşu unutuldu. Kolanya ile esrayı ayıltmaya çalışıyorduk. Choi Joong esrayı koltuğa yatırmış ve dikkatli bir şekilde süzüyordu bir yandan da kendi kendine bu kıza ne oldu neden bayıldı hemde benim ismimi söyleyerek diyordu.Biz ayakta duruyorduk ve olayı hepimiz anlamıştık çünkü aynı şeyleri bizde hissettik. sadece o daha açık bir şekilde göstermiş bayılmıştı. Benim birtanem tam yanıbaşımda duruyordu ve parmağı ile elimi okşuyor sakin ol korkma diyordu. Onun tenini hissetmek allahtan verilmiş en büyük hediyeydi bana. Senelerdir hayalini kurduğum rüyalarımda konuştuğum ağladığım 100 kere birleşip 100 kere kavga ettiğim insan canlıydı rüya değildi. Yanımdaydı. tam yanımda ve bana bakıyordu benim için endişeleniyordu. Ben bir ömür boyunca onunla yaşamak için herşeyden vazgeçmeye razıydım. zaten çok öndeden ben onundum, kafamda ve kalbimde sadece o vardı.
Bu arada esra kendine gelmeye başlamıştı gözlerini yavaş yavaş sanki rüya görmüş ve bitmesini istemiyormuş gibi kıpıştırarak açtı ve karşısında hepimizin yeni tanıdığı bir yüz (Gizem hariç) Choi Joong vardı. Birden sanki bayılan o değilmiş gibi koltuktan fırlarcasına kalktı ve üzerini düzeltmeye başladı sonra bize bakarak ben birşeyler giyimeye gidiyorum siz oyalayın dedi koşarak yukarıya çıktı. bizimkiler ve Choi Joong hiçbirşey anlamamış korku dolu gözlerle bizi süzüyorlardı ben Kyu Jong'un dayanılmaz şekerimsi kokusuna yaklaştım ve kulağına- yukarıya süslenmeye gitti dedim. gülme krizimi kovmaya çalışıyordum. Kyu Jong ise buna pek dikkat etmedi ve güldü. yong seang ne oldu dedi, neden gülüyorsun? Kyu jong ise hemen kulağına söylediğim şeyi söylemeye başlamıştı ağzım açık olayın gidişatını değiştirmek için hızlı düşünüyordum :oops: Zekiye abla kızmıştı Kyu yüzünden 2. kez zekiye ablamın yani değer verdiğim birinin gözünden düşüyordum. zaten normal şartlar altında bunu yapmazdım. ilginçtir ki bir yandan da iyiki sabah dişlerimi iyice fırçaladım ve koşmaya gideceğim için kahve içmedim diyordum :oops: Aşk bu her türlü çelişkiyi içinde barındırıyordu. Ama bunu Kyu Jong ile konuşacaktım ilk baş başa kaldığımızda. benim kurallarım vardı e bunları o bilmeliydi. Tamam ünlü olabilir benden ayrılınca bir sürü kız bulabilir ama ben kendimi ezdirirsem yada sevmediğim seyleri söylemezsem o zaman aramızdaki ilişki hiç sağlam olmayacaktı, hatta nefrete bile dönüşebilirdi benim sonsuz aşkım. ben bu aşkı kaybedemezdim.Esra geldiğinde o da bizi o halde gördü ve çok şaşırdı. günün yıldızı benim sen nereden çıktın böyle dedi bana gülerek ben ise güvendiğim Kyu Jong'un neden SS501 den bir şey saklamadığına fakat banade birşey olunca anlatmadığını merak ediyordum.Yoksa sadece Leyla için mi benim yanımdaydı onu kırmamak için. tek istediğim ağlamaktı saatlerce aylarca hiç odamdan çıkmak istemiyodum. salonda bulunan herkezden özür diledim ve odama koştum benim için çok zordu. hayalini kurduğum hiçbirşey olmuyordu :( zekiye ablanın bahsettiği çakılma buydu herhalde. İçimi kemiren beni üzen ise leyla sayesindemi çıkıyorduk :( Tam o sırada ben hıçkırıklara boğuldum daha merdivenlerin yarısını henüz geçmiştim. Kyu koluma dokundu. yanımdaydı. Ama ben bu gün onu görmek istemiyorduk git dedim sadece git. Konuşalım dedi bana ve odaya gittik. herzamanki gibi sarılmak istiyordu sarılmak. ne oldu neyin var dedi. bende ona içimdeki herşeyi döktüm o kadar çabuk ve hızlı olmuştu ki, ben bile bişey anlamamıştım türkçe de konuşmuştum galiba arada bir :( :( Kyu'nun yüzüne baktığımda sadece gözlerinin kızardığını gördüm, galiba haklıydım leyloş benim için mutlu olmam için yapmıştı bunu. Kyu o anda sakin ol dedi bana ve anlatacağım diye devam etti kocaman bir nefes aldığını duydum, bayılacaktım kalbim paramparca olmuştu. Kyu çok zorlanara konuşmaya başladı bir kelimeyi iki kere söylüyor başlıyor ama bitiremiyordu. sonunda :
- Evet Leyla yengem beni seninle bakkala gitmeye zorladı, bana aşık olduğunu hatta benim için yapamayacağın birşey olmadığını söyledi bende ısrarını kıramadım ve seninle geldim. fakat sen doğal ve içten birisin bu yüzden seninle çıkmayı deniyorum seni sevmeyi istiyorum gerçekten inan bana. Şimdilik sadece sana değer verdiğimi ve saygı duyduğumu düşün ama emin ol seni seveceğim en azından senin bana verdiğin sevginin yarısını sana vereceğim.
ben ise içine düştüğüm kepazeliği,aşşalanmayı, bir kenara atabilirmiyim acaba diye düşünüyordum hala ve hala sevgim için Kyu için. Ama ondan sonra gelen sözler neredeyse küçük dilimi yutacağımı hissettim.
-bilginar bak sana bunu söylemek zorundayım benim kalbimde hala biri var. Şu anda sana yakın hissediyorum ama seni sevmem ne kadar sürer bilmiyorum yada Seo Hyo Rim ile barışıp barışmamayı daha düşünmedim. Sadece seni hayal kırıklığına uğratmaktan daha çok üzmekten korkuyorum.
Benim söylemem gereken tek bir şey kalmıştı.İçimden haykırsamda sesim çok cılız çıktı git lütfen git artık konuşma yeter.Kyu jong'un yüzüne son bir kez bamak istedim gözlerimde yanıyordu aslında ama ondan vazgeçmek çok zordu. ona belli etmeden baktım. Ağlıyordu oda ağlıyordu. Sessizce kapıya yöneldi o zaman dışarıdan gelen sesleri duydum kapıyı açtı ve odamdan çıktı. kapı açıldığında benim dikkatimi çeken gizem ve leylanın bakışlarıydı zekiye abla ise kollarını bağlamış bana bakıyordu ve onunda gözleri dolu dolu olmuştu. İşte tam o an Kyu Jong için savaşmaya karar verdim. Gizem odaya girdi. bana çekinerek bakıyordu. ben aşşağıda neler oluyor diye sordum. şaşırmıştı beni teselli etmeye geldiğine emindim ama ben kendi içimde olayları algılamalı ve sonra çözmek için çaba harcamalıydım. Gizem şaşkın şaşkın bana bakıyordu. hadi ama konuş neler oluyor aşşağıda dedim. Gizem heyecenla anlatmaya başladı

-gizem:Bilginarcım üzülme herşey yoluna girecek .Kyu seni sevmeye başladığını hatta aşık olduğunu hissettiğini söyledi.dedi.
ellerimi tuttu.Bana sıkıca sarıldı.böyle bir abla kardeş sevgisine ihtiyacım vardı.Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.Artık onları durduramıyordum.Çok mutlu olmuştum.O bana aşık oluyordu.

Arkadaşlar ben hepsini okumaya vakit bulamadım o yüzden uyumsuz yazmış olabilirim ama kusuruma bakmayın
Birde Kahraman bakış açısıyla değilde İlahi bakış açısıyla yazarsak daha iyi olur gibi geliyor.
Ve... asıl yorum hepsi çok çok çok harika olmuş

+ Arkadaşlar biraz daha normal yazalım .İçinde fazla sarılma ,öpüşme vb. olaylar geçmesin.
Anlayışla karşılayacağınızı düşünüyorum.

yha 1 gün siteye girmedim choi jong hun oppamı fln karıştırmışsınız yani saolun kuzen çookkk hainsi n yhaaaaaaa

Sabah çok erken uyandık.Ama herkesin içinde bir sıkıntı vardı.Bİrden bire zil çaldı.Leyloş kapıyı açmaya gitti kapıdaki hyun joong tu.Çok üzgün bakıyordu:
Leyloş:NOldu canım
Hyun J:Tatlım Bof daki sunny intihar etmiş onun cenazesine gitmem gerekiyor.Haberin olsun istedim...
Bİr anda herkesin içini hüzün kaplamıştı.Benim içimdeki sıkıntının sebebi buydu sanırım.
Leyloş:Dur ozman bekle ben de seninle geliyorum.Seni bu zor gününde yalnız bırakamam.
Hyun j:Yok hyr gelemne gerek yok gerçekten..
Leyloş:Geliyorum dedim.SEin yalnız bırakamam.. Leyloş 5 dk da hazırlandı ve çıktılar.Leyloş intiharın nedeni sorduğunda hyun joong duraksadı vee.....




arkadaşlar bu intihar sebebi gerçekten olmuştur.Geç tiğimiz ay boys over flowers dizisindeki sunny menajerinin bazı nedenlerden şantaj yaptığı için intihar etmiştirrr belki deç oğunuzun haberi vardırrr

Hikayeler çok güzel.Davamını bekliyorum.