...Kocaman yemek odasında masaya düşürdüğüm çatalımın sesinden başka ses çıkmamıştı. Benim şaşkınlığım herkesi rahatsız ediyor ve endişeli gözlerle beni izlemelerine yol açıyordu.Hatırlamaya çalışıyordum.Bu yüzler...Bu beş yakışıklı erkek.Onları daha önce görmüş gibi hissediyordum fakat bu duygu şaşkınlığımın önüne geçemiyordu.Her zaman tekrarlandığını hissettiğim bir tavırla yanımdan geçtiler ve afiyet olsun diyerek yerlerine oturdular. Babamın da gelmesi ile yemeğe başladık. Ben sadece insanları süzüyordum,karşımdaki kalabalıkta beni. Dayanamadım ;
-Çok özür dilerim ama bana kim olduğunuzu ve nereden tanıştığımızı anlatırmısınız.
Hepsi şaşkın gözlerle beni süzüyordu. Beynimden kısa film şeritleri gibi yaşadıklarım geçiyordu. Bir görüntüde çok şık giyinmiştim, bir baloda olduğumu düşünüyordum ve çok yakışıklı bir erkek ile dans ediyordum. Onunla gülüşürken birden kendime geldim, masada ki herkes endişeli gözlerle bana bakıyordu ben ise ağzımdan çıkan ve kim olduğunu yeni hatırladığım bir ismin karşısında şaşkın ve hatırlamanın verdiği mutlulukla gülüyordum.
Hyun joong dedim, bu sensin. Tam karşımda oturan ve bana kocaman gözlerle bakan Hyun Joong "Evet benim canım." dedi.
Birden yanımda oturan Tae jun'a bakarak anlat bana artık her şeyi bilmek istiyorum dedim.
Tae jun yutkunarak söze başladı.
-Biz üvey kardeşiz. Baban annen öldüğünde benim annemle evlendi. Bu evlilik gerçekleşirken sen ve ben yurt dışında üniversite okuyan birer öğrenciydik.Sen bu evliliği hiç onaylamadın, anneme bir türlü ısınamadın ve babam sana bu evi satın aldı.Bir süre sonra sen evin büyüklüğünden ve yalnızlığından yakınmaya başlayınca ben ve menejerliğini yaptığım SS501 gurubu buraya yanına taşındık. Her zaman bibirimize anlayışlı davranmıştık çünkü sorunumuz ortaktı. Ben annemin evlenmesine alışamamıştım sen ise babanın. Bir gün annemin hasta olduğunu öğrendim ve birkaç ay annem ile hastane hastane derdine çare aramak için gezdik. En son olarak bir doktor annemin hastalığının ölümcül olduğunu, ameliyat olması gerektiğini söyledi ve bu ameliyatın riskli yanlarını açıkladı.Onu acil olarak ameliyata aldı. Fakat kolon kanseri olarak ameliyathaneye giren annemin durumu düşünülenden daha kötü olduğu için doktoru pek fazla birşey yapamadan ameliyattan çıktı. Annem ölüyordu. Babam bitkin bir halde çırpınıyor fakat çözüm bulamıyordu. Para bazı durumlarda yeterli gelmez derlerdi, o zaman bunun doğru olduğunu anladım. Bir gece babam seni görmeye eve gelmiş sen onu azarlayarak öz annen için babanın yeteri kadar çabalamadığını, onunla bu kadar ilgilenmediğini söyleyip evden ağlayarak fırlamışsın. Ben ise bu konuşmalara sevgili dostlarımdan duydum çünkü bu konuşmaları verdiğin bir parti sırasında herkezin önünde yapmışsın. Evden çıktığında koşarak deniz kenarına gitmişsin ki orada baygın olarak bulundun.Seni bulan çft "Çok hızlı koşuyordu ve merdivenlerden yuvarlanıp kafasını çarptı." dedi. Ben ise duyduklarımdan sonra seninle konuşmak istemiyordum. Bir yandan da kıskançlığını anlıyordum. Küçük yaşlardan beri sadece baban etrafındayken birden bir kadın hayatına girmişti. Hastahanede yattığın dönemde annem hayatını kaybetti. Babam ise perişan bir halde seni merak ediyor fakat söylediğin sözler yüzünden gururlu davranarak yanına gitmiyordu. Seninle ben ilgilenmeye başladım. Hafızanı yitirmiştin ve beni hatırlamıyordun. Çantanın içine bir miktar para koyarak hastaneye bıraktım, birde sana hastaneye yakın bir ev kiraladım. Bu sayede daha iyi hissedeceğini düşündüm. Ben her zaman yakınındaydım ve sende benden kaçıyordun. Devamını biliyorsun.
Ben şaşkın şaşkın etrafımdaki insanlara bakıyordum. Bunlar doğru olamaz diyordum kendi kendime. Babam herşey düzelecek el ele vereceğiz kızım dedi. Gözleri yaşlı bana bakarken....